Prof. Dr. Vecdi Aral'dan Üç Not



1. Hukuk Biliminin Konusu ve Ahlâk

Aral'a göre her bilimin bir konusu vardır. Bu konu, hangi bilim olduğuna bakılmaksızın ve genel olarak varlık'tır. O halde hukuk biliminin konusu da bir varlıktır. 

Varlık ya maddesel ya da düşünseldir. Hukuk biliminin konusu, varlık olarak ve varlığı temsil eden adalettir; yani tinsel bir varlıktır.

Adaletin birinci boyutu Değer, ikinci boyutu Düzen, son boyutu ise Pratik Yarar'dır. Ancak bu boyutlar arasında çatışkılar (antinomiler) söz konusu olur. Örneğin düzen boyutu öne çıkarıldıkça değer boyutu ile ilgili hasarlar ortaya çıkabilir.

Ancak adalet, ahlaki bir karardır ve adalet ile hukuk, bu itibarla, ahlaka aykırı olamaz.



2. Tinsel Bir Varlık Olan Adalete Dair Yargılarımız ve Çatışkıların Çözüme Kavuşturulması

Aral'a göre adalete dair yargılarımız varlık yargısı olabileceği gibi değer yargısı da olabilir.
Varsayalım ki, Türk Medeni Kanunu'nun 20. maddesi ilk 7 maddeye, hatta anayasaya uygundur. Bu halde 20. maddenin, Kanunun ve Anayasanın adalet anlayışına uygunluğu itibariyle, adalete uygunluğundan söz edilebilir. Burada 20. maddenin Kanunun ve Anayasanın varlığına uyması bakımından yani varlık itibariyle adalete uygunluğu gündeme gelmiş olur ve bu bir varlık yargısıdır. Varlık yargısı boyutu, hukukun ve onun nihai ereği olan adaletin düzen boyutuna ilişkindir.

Ancak adaletin bir de değerlendirici düşünce bağlamında bir değer yargısı niteliği de vardır. Pekala bir insan 20. maddenin kendi değer yargılarına, kendi adalet anlayışına aykırı olduğunu düşünebilir. Hatta herkesin, kendi adalet anlayışına aykırı olduğunu düşündüğü pozitif metinleri eleştirme hakları kutsaldır. Değer yargısı boyutu, hukukun ve onun nihai ereği olan adaletin değer boyutuna ilişkindir.

O halde, adaletin düzen ve değer boyutları arasında bir çatışma vücuda gelir. Peki, bu durumda yani düzen uğruna değer hasara uğrarsa ya da uğrama ihtimali varsa, ne yapılmalıdır?

Aral'a göre bu bir denge sağlama işiyken denge sağlamak da sanatsal bir aktivitedir. Hukuk bu hallerde öyle bir uygulanmalıdır ki, çatışkının unsurlarından hiçbiri bir daha düzeltilemeyecek bir biçimde hasara uğratılmamalı ancak bunlardan illa ki biri geri plana atılarak adalet somut olay bağlamında çözüme kavuşturulmalıdır.


3. Hakikat - Doğru - Gerçek

- Hakikat, bilginin konusuna uygunluğudur.
- Doğru, mantığa uygunluktur.
- Gerçek ise ikisinden de farklıdır; gerçek, bir nesnedir. Dolayısıyla bilginin gerçeği ya da gerçek bilgi olmaz. Olsa olsa hakikatin bilgisi olur.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Eşya Hukukunda Ayni Hakların Çeşitleri

Asliye Ticaret Mahkemeleri tek hakimli.

Şirketlere Web Sitesi ve Marka Tescili Zorunluluğu Getirildi